Miras paylaşımı, Türk Medeni Kanunu’na göre belirlenen yasal zümre sistemine dayanır ve mirasçılar arasında hakların adil bir şekilde dağıtılmasını amaçlar. Ancak bu süreç, her durumda aynı şekilde ilerlemez; vasiyetname gibi özel durumlar ve aile içi anlaşmalar süreci etkileyebilir.

Miras paylaşımı sürecinde ilk olarak miras bırakanın ölümünün ardından yasal mirasçılar belirlenir. Eş, çocuklar, anne-baba, kardeşler gibi kan hısımları belirli sıraya göre mirasçı olurlar. Eğer miras bırakan bir vasiyetname hazırlamışsa, bu belge yasal paylaşımın önüne geçebilir ve mirasın vasiyet edilen kişilere bırakılması sağlanabilir.

Paylaşım işlemleri anlaşmalı olarak mirasçılar arasında yapılabileceği gibi, mahkeme yoluyla da gerçekleştirilebilir. Anlaşmalı paylaşım, mirasçıların tümünün rızasıyla gerçekleştiğinden süreci hızlandırır ve masrafları azaltır. Ancak uyuşmazlık olması halinde “izale-i şuyu” davası yani ortaklığın giderilmesi davası açılması gerekebilir.

Miras mallarının arasında taşınmazlar, banka hesapları, menkul eşyalar, şirket hisseleri ya da yurtdışındaki varlıklar olabilir. Bu durumlarda veraset ilamı (mirasçılık belgesi) ile birlikte detaylı bir tespit yapılmalı, gerekirse ekspertiz hizmeti alınmalıdır.

Yurt dışında yaşayan mirasçılar içinse süreç daha karmaşık hale gelebilir. Uluslararası belgelerin Türkiye’de geçerli olabilmesi için apostil şerhi, noter onayı veya konsolosluk tasdiki gerekebilir. Ayrıca vekaletname ile bir avukat aracılığıyla işlemlerin yürütülmesi mümkündür.

Mirasçılar arasında yaşanabilecek anlaşmazlıklar, sadece mal paylaşımıyla sınırlı kalmayıp duygusal bağları da etkileyebilir. Bu nedenle hukuki danışmanlık alınması, sürecin hem duygusal hem de yasal anlamda sağlıklı ilerlemesine katkı sağlar.

Karaçay Hukuk Bürosu olarak, miras paylaşımı süreçlerinde hem Türkiye’de hem de yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza kapsamlı hukuki destek sunuyoruz. Mirasçılık belgesinin alınmasından mirasın tesciline, paylaşım anlaşmalarından dava takibine kadar tüm aşamalarda yanınızdayız.